Güneşten hem yararlanmalı hem de korunmalısınız. Bu şekilde, olası yan etkilerden korunabilirsiniz.
Sıcak yaz güneşinin sizi uyandırmasıyla güne başlıyor ve uzun saatler boyunca yakıcılığını hissederek günü tamamlıyorsunuz. Güneşin saymakla bitmeyecek faydaları var. Peki, “Güneş ışınlarına maruz kalmanın olumsuz etkileri ne olacak?” diyorsanız bu yazıyı sizin için hazırladık. Ek olarak, cildinizi güneşten korumanıza yardımcı olan koruyucu giysi / şapka ve güneş kremi gibi önlemlerin yanı sıra antioksidanlardan zengin meyve ve sebzeler yiyerek güneşin zararlı etkilerinden korunabilirsiniz. Güneş ışınlarından korunmak; cilt kanseri riskini düşürmek açısından önemlidir.
Güneşten kaçmayın, korunun
Ozon tabakasının delinmesi ile iyi filtre edilemeyen ve artan ultraviyole ışınları nedeniyle özellikle de güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde uzun süre güneşte kalmanın fayda yerine zarar vereceği endişesi ile güneşlenmeye karşı adeta fobi geliştirdik. Güneşin özellikle cilt kanserine neden olabileceği, çok yüksek faktörlü koruyucu güneş yağları sürmeden güneşlenmemek gerektiği uyarıları ile güneşten adeta kaçar olduk.
Güneş, kemik sağlığımız için gerekli olan D vitamini kaynağıdır
Güneş ışınlarının dik olarak geldiği saatlerde -12.00-14.00 arasında- sınırlı sürelerle, korunma olmaksızın güneş ile temas, D vitamini depolamak için önem taşır. Ayrıca, D vitamini ihtiyacı büyük oranda güneş tarafından karşılanır. Bunun için ise günde 10-15 dakika güneş ışığı almak, D vitamini sentezi için yeterlidir. Ten rengi koyu olanların açık tenlilerden daha fazla güneşte kalmaları gerekir. Güneşlenme sonrasında ciltte oluşan D vitamini emilimi için ılık su ile duş almakla yetinmelisiniz; güneşlenme ertesinde sıcak su ile sabunlanmamak gerekir.
Güneşten faydalanmak için güneşin altında uzun süre harcamak yerine kısa sürelerde doğru bir şekilde güneşlenin. Faydalı ve gerekli güneşlenme süre ve saati, bölgenin enlemsel özelliklerine göre değişmektedir.
Güneş ışığı serotonin kaynağıdır
Güneş ışığının beyindeki serotonin adlı hormon salınımını arttırdığı düşünülmektedir. Bu, duygu durumun güçlendirilmesine yardımcı olur. Hayatınıza daha fazla güneş ışığı eklemek, kaygıyı giderebilir ve depresyonu azaltabilir.
Güneşin zararlı ışınları “yaşlanmayı hızlandıran faktörler” arasında başı çeker
Güneşin ultraviyole ışınları; cildin erken yaşlanması, ciltte kuruluk, kırışıklıklar, oluşan kahverengi lekeler, elastikiyet kaybı gibi estetik sorunların yanı sıra kansere yakalanma riski, katarakt oluşumu, bağışıklık sisteminin bozulması, alerjik reaksiyonlar gibi birçok tehlikeyi de beraberinde getirir. Bu nedenle, amacımız; yan etkilerine maruz kalmadan güneş ışığından yararlanabilmek olmalıdır. UV ışınlarına uzun süre maruz kalmak sonucunda ortaya çıkan kronik etkilerden birisi, cildin erken yaşlanmasıdır.
Beslenme ile güneşin zararlı etkilerinden korunma
Güneşin zararlı etkilerinden cildimizi korumak için beslenmemize de dikkat etmeliyiz. Bitkilerde bulunan karotenoidlerden başlıcaları olan beta-karoten ve likopenin hem oral hem de topikal kullanımları, insan derisini UV ışığının zararlı etkilerinden korur. Karotenoidler, birçok meyve ve sebzede bulunan sarı, kırmızı ve turuncu renklerin kaynağıdır.
A vitamini ve beta-karotenler
A vitamini, serbest radikallerin oluşmasına karşı etkilidir; yaşlanmayı geciktiren antioksidan görevi görür. Yaz meyve ve sebzelerinin çoğu beta-karoten içerir (havuç, kayısı, domates, biber, kavun, ıspanak, maydanoz, asma yaprağı, dereotu gibi). A vitamininin fazla alınmasının toksik etkileri olur. A vitamini, beta-karotenler yolu ile vücutta dönüştürülürse, karaciğerde depo edilerek toksik etkilere de neden olmaz.
Likopen içeren yiyecekleri tüketin
Bunlar, meyve ve sebzelere pembe-kırmızı rengi veren pigmentlerden oluşur; domates, karpuz, çilek, greyfurtta bolca bulunur. Domates likopen kaynağıdır; cildin daha güzel görünmesini sağlar. Karpuz da domates gibi likopen içerir; cildin kızarmasını, vücudun susuz kalmasını engeller.
Brokoli gibi sebzeler ile fesleğen, biberiye, adaçayı, maydanoz gibi taze otlar, serbest radikallere karşı savaşan ve cildi koruyan antioksidanlardan zengindir. Kıvırcık salata, ıspanak ve pazı gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler de antioksidanların kaynağıdır; cildi, güneşin zararlarından korur.
Bol bol su içmek ise inanılmaz yararlar sağlar
Su, vücudumuzu ve cildimizi zararlı maddelerden arındırır, dolaşım sistemi ve cildin beslenmesini sağlar, cildi gerginleştirir, kurumasını önler. Vücudun her gün 2-2,5 litre suya ihtiyacı vardır. Güneşe çok fazla maruz kalındığında, cilt, esnekliğini kaybeder ve susuz kalır. Bunu engellemek ve cildin kurumasının önüne geçmek için bol su tüketmek gerekmektedir.
Omega-3 yağ asitleri ile harika bir cilde sahip olursunuz
Omega-3’ler hem cildinizin parlak ve gergin olmasını sağlar hem de güneşin zararlı etkilerinden sizi korur. Çalışmalar, özellikle balık yağı takviyeleri şeklinde tüketilen Omega-3’ün cilt kanseri riskini düşürebileceğini ve cildi güneşten ve serbest radikallerden koruyabildiğini gösteriyor. Bu yağ asitleri ayrıca hücre zarını güçlendirir ve cildin daha genç görünmesini sağlar. Somon, ceviz, keten ve chia tohumlarını beslenmenize ilave etmelisiniz.
Güneş hasarlarına E ve C vitamini
E vitamini, güneşin zararlarından cildi koruyan güçlü bir antioksidandır. Yaşlanmaya karşı en etkin vitaminlerden biridir. Ayrıca cildin elastikiyetini de korur ve hücrelerin daha uzun yaşamasını ve yenilenmesini sağlar. E Vitamini kaynakları; bitkisel yağların çoğu, ceviz, fındık-fıstık, tohumlar, et, balık, yeşil yapraklı sebzeler, ıspanak, kuşkonmaz, elma, yumurta ve tahıllardır.
C vitamini, erken yaşlanma belirtileri ve kırışıklıkların oluşmasını azaltmada etkilidir. Kivi en yüksek oranda C vitamini içeren meyvedir. Çilek, portakal ve diğer turunçgiller, sarı, yeşil ve kırmızı dolma biberler, koyu yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, domates, bezelye ve maydanoz C vitamin içerir.
Hazırlayan
Banu Kazanç
Beslenme ve Diyet Uzmanı