Hava soğurken, birçok insan düşüncelerinde sıcak bir çorbayla buluşur. Bir kâse sıcak çorba özellikle soğuk bir kış günü hem içimizi hem de ruhumuzu ısıtan mükemmel bir seçimdir.
Çorba, duyuları harekete geçirir. Bu sıcak karışımlar; benzersiz kokuları, tatları, buram buram tüten sıcak dumanları, görsel keyifli sıcaklıkları ile yerken zevk verecektir. Çorba içmek, size sıcak bir lezzet sunmanın yanında vücut için de oldukça faydalıdır. Popüler olan diğer sıvı yemeklerle karşılaştırıldığında, çorba; tokluk, kilo kaybı ve sindirim söz konusu olduğunda bazı benzersiz özellikler sunar. Çoğu araştırma, sıvı kalorilerin katı halde yenen gıdalardan daha az doyurucu olma eğiliminde olduğunu göstermektedir; ancak çorba, bu kurala uymayan bir istisna gibidir! Çorba üzerine yapılan birçok çalışma; çorbanın, sonraki yemeklerden kalori alımını azaltmamıza yardımcı olduğunu, uzun süreli dolgunluk hissi yarattığını ve kilo kaybı için büyük bir nimet olabileceği görüşünde birleşiyor.
Kilo vermeye çalışıyorsanız öğünleriniz de çorbaya yer verebilirsiniz
Daha az kalori ile daha uzun süre tokluk… Yemeğe çorba ile başlandığında kişilerin %20 daha az kalori tükettiği bilgisine ulaşılan çalışmalar mevcuttur.
Düşük yağlı hazırlanan bir çorba ile enerji yoğunluğu (kalorisi) düşük besinler tüketirseniz, daha fazla yiyip daha tok hissedersiniz. Daha az kalori alırsınız. Çorba; iştahınızı frenler, yemek sürenizi uzatır, daha az yemenize yardımcı olabilir. Çorba içmek, aynı zamanda yemek yeme süresini uzattığından besin tüketimi de dengelenerek, enerji (kalori) alımı azalacaktır.
Çorbanın bir kâsede kaşıkla servis edilmesi gerektiğini kim söylüyor?
Çorbayı bir kupadan yudumlamaya ne dersiniz?
Piyasaya hazır çorba sunan hazır yiyecek sektörü; doğrudan içebileceğiniz şişelerde, ısıtmaya hazır çorbaları yurt dışında satışa sundu. Sanıyorum çok kısa sürede bu trend; yurdumuzda da tüketiciler tarafından sıcak bir şekilde karşılanacaktır. Mikrodalga fırında, yudumlanabilir kaplarda çeşitli çorbaları raflarda bulabileceksiniz.
Son zamanlarda bitki bazlı ve bitki ağırlıklı yemede artış var. Kendilerini vejetaryen ya da vegan olarak görmeyen tüketiciler bile daha fazla sebze, meyve ve kepekli tahıllar tüketiyorlar. Ayrıca insanlar günümüzde daha az et ve daha az hayvansal ürün yemeye çalışıyorlar. Özellikle de sebze çorbaları lif, vitamin ve mineraller bakımından oldukça zengindir; yağ ve içerdikleri kalori miktarı da oldukça düşüktür. Son dönemlerde tüm dünyayı kuşatan sağlıklı ve alternatif beslenme şekillerinde çorba da başrolü üstlenmektedir. Taneli veya püre şeklindeki sebzeli çorbaları, buharda pişirilmiş sebzelere göre açlık hissini daha iyi bastırmaktadır.
Yenilikleri raflarda bırakalım, evde çorba hazırlama önerilerine bakalım
Çorba, oldukça ekonomik, hazırlaması kolay, pratik bir alternatiftir; artmış yemeklerinizden kurtulmak için de iyi bir yoldur. Pişmiş sebzelerin aksine çorbalarda, vitamin ve besin değeri de korunmaktadır. Ayrıca çorbaların dondurulması ve yeniden ısıtılması çok kolaydır. Hafta sonu büyük bir tencere çorba yapın, hava geçirmez kaplarda saklayın ve dondurun; böylelikle hafta içinde yeniden ısıtıp içebilirsiniz.
Griple savaşırken, sıcak bir kâse tavuk çorbası içmenin iyi geldiğinin söylemesinin bir nedeni vardır. Araştırmalar, sıcak tavuk çorbasının; üst solunum yolu enfeksiyonları ile savaşmada diğer sıcak veya soğuk sıvılardan daha üstün olduğunu söyler. İçeriğindeki vitamin ve minerallerle bağışıklığı artırır, ayrıca sindirimi kolaydır, boğaz ağrınız veya iştahsızlığınız için mükemmeldir. Soğuk algınlığınız varsa çorbadan yayılan sıcacık buhar sizi ısıtır. Burun pasajlarını temizlemeye de yardımcı olur.
Çorbayı pişirirken içine kattıklarımıza dikkat etmeliyiz
Bu arada dikkat etmenizi istediğim nokta ise çorbalara krema ekleyerek yağ ve kalori değerini arttırmamanız yönünde olacaktır. Çorbaya nane, kekik, pul biber gibi lezzet vericileri; salça ve tereyağında da yakıp katmamalısınız.
Evde çorbanızı kendiniz pişirin, böylelikle daha az tuzlu olmasını sağlarsınız. Tuzu istediğiniz gibi azaltıp fesleğen, maydanoz, kekik, sarımsak, zencefil gibi baharatlar ve otlarla lezzetini arttırabilirsiniz. Çorbalarınıza, sarımsak ve soğan ilave ederek anti-bakteriyel ve anti-viral etkileri yanında içeriğindeki yüksek antioksidanlarla sağlığınıza katkı sağlarsınız.
Şehriye, pirinç, havuç, patates ise çorbaların glisemik indeksini yükseltir. Unu kavurarak çorbaları koyulaştırmanızı da hiç önermiyorum.
İşkembe ve paça gibi sakatat çorbaları da önermediklerim arasında: Hem kolesterol değerleri yüksek hem de sindirilmeleri bir hayli zordur.
Nasıl içelim?
Çorbanızı çok yavaş içmelisiniz. Çiğneme olmayacağından hızı ayarlamak ve aynı zamanda hafif soğumasını sağlamak için, ara sıra kaşığı tabağınıza bırakarak küçük dinlenmeler yaratmalısınız. Çünkü çok sıcak olan yiyeceklerin hızla tüketilmesi, diş mineleri için zararlı olduğu kadar, mide ve yemek borusu için ciddi riskler oluşturur. Diğer bir yönü ise, çorba yavaş yavaş içildiğinde beyne “doydum” sinyalleri gidebilir. Bunun için çorbaları blender’dan geçirerek pürüzsüz hale getirmektense hafif taneli olarak tüketilmelidir. Ayrıca sizi uzun süre tok tutması için, mideyi geç terk etmesi ve tokluk hissini daha uzun süre sağlayabilmesi için posa da içermesi gerekir.
Kilo vermek için çorba içmek
Yine tüm gün çorba içilerek yapılan çok düşük kalorili diyetleri önermiyorum. Kendinize detoks uygulamak istediğinizde ise bütün gün çorba içmenizi veya sıvı besinler almanızı en fazla iki gün ile sınırlandırmalısınız. Aksine bir durumda ise vücudunuzdan sadece kas ve su kaybeder ve metabolizma hızınızın azalmasına neden olursunuz.