Şimdi başlarsanız, yaza kadar üç aylık bir zaman diliminde sağlıklı olarak 12- 15 kilo verebilirsiniz. Bu değer şu anki kilonuzla da bağlantılı olarak değişim gösterebilir. Hızlı kilo vermek için bilinçsiz diyet ve önerilerden uzak durun.
Kış aylarını geride bıraktık, önümüz bahar… Kışın biraz kilo aldıysanız, bu sorunu pek çok kişinin yaşamakta olduğunu bilmenizi isterim. Aldığınız kilolar çok fazla değilse ve kalın giysiler altında da pek fazla göze batmadıysa, geçen süre zarfında dert etmemiş olabilirsiniz. Şimdi ise giysilerimiz incelmeye başladı, önümüzdeki aylarda deniz kıyısında boy gösterecek olmanız sizi derhal önlem almaya, fazla kilolardan kurtulmak için arayışa itmiştir.
Aslında her yıl sorun da çözüm de aynı değil midir? Eminim, birçoğunuz mucize yaratacak kısa sürede kilo verdirecek diyetler konusunda sohbeti koyulaştırmışsınızdır. Bu aralar benim kulağıma detoks diyetlerle harika sonuçlara ulaşıldığı bilgisi geliyor. Bu yıl popüler olan bu olmalı ki danışanlarım sıklıkla detoks uygulamayacak mısınız, diye soruyor.
Gelelim; her yıl olduğu gibi moda olan hızlı kilo verdirecek önerileri gözden geçirmeye ve sizi tehlikeleri konusunda uyarmaya…
Detoks programları gibi yoğun olarak sıvı beslenmeye ağırlık veren, vücuttan toksinleri temizlediği için başvurulan programları; pek çok kişinin genel sağlık durumlarını bilmediğinden dolayı uygulamasının sakıncalı olduğunu düşünüyor ve önermiyorum. Çünkü kişilerin kilolu olmasına çeşitli sağlık sorunları da eşlik ediyor bu durumda bilinçsizce uygulanan bu tür programlar, sağlığa zarar veriyor. Bu yöntemi özellikle kalp ve şeker hastalığı olanların kullanmaması gerektiği söyleniyor ise de bu uyarılar önemsenmiyor. Detoks, bir zayıflama programı değildir ama sonrasında metabolizma hızlanacağından kilo vermek kolaylaşır. Gün boyu taze sebze ve meyveleri tüketerek, tek besin grubuna dayalı beslenme uzunca bir zaman sürdürürseniz, vücuda fayda yerine zarar verirsiniz. Bu yüzden, sağlıklı bireylerin bile detoks süresini hafta sonu ile sınırlamaları gerektiğini özellikle bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Benim önerim; detoks yapmanız değil de günde en az 2,5 litre su içmeniz olacaktır. Vücudumuzu mükemmel bir makine olarak düşünebilirsiniz. Toksinlerden korunmayı, arınmayı vücut, terleme, idrar yapma, dışkılama, solunum ve safra süreçleri ile sağlar. Bu koruma sağlanırken en önemli görevi karaciğer ve böbrekler üstlenmektedir. Vücutta biriken ödem ve toksinlerden kurtulmanın en doğal yolu bol bol su içmekten geçer. Su, bağışıklık sistemini güçlendirir, metabolizmayı hızlandırır, yağların vücuttan atılmasını sağlar, vücudun su tutmasını önler.
Diğer bir uyarı!
Kısa sürede kilo kaybettireceği söylenen karışımlar; bunlar diüretik (idrar söktürücü), laksatif (bağırsak boşaltıcı) özellik taşır. Kullandığınızda, tartınız sizi düşük kiloları göstermesine rağmen kaybedilen, “yağ” değil, “su” olur. Bu karışımları bilinçsizce kullanan kişiler vücudundan su ile birlikte özellikle potasyum, sodyum, kalsiyum, magnezyum gibi vücut için hayati önem taşıyan minerallerinin atılmasına neden olurlar. Sodyum kaybı ani ve şiddetli tansiyon düşmelerine, potasyum kaybı kas güçsüzlükleri ve kalp ritmi düzensizliklerine sebep olur. Diüretik kullanmak vücuttan magnezyum kaybını da arttırır. Magnezyum azlığı ise azlığı kemikleri, kasları, kalbi ve sinir sistemini bozar.
Tek besine dayalı, kalorisi son derece düşük, vücuttan yağ yerine su atmanıza ve değerli minerallerinizi kaybetmenize neden olacak şok diyetleri hiç mi hiç önermiyorum.
Gelelim tek besine dayalı az kalorili şok diyetlere;
Düşük kalorili diyetlerle hızlı zayıflayabileceğinizi zannedebilirsiniz. Vücudun insülin dengesini bozan şok diyetler tartı üzerinde sizi zayıflamış gösterebilecektir. Fakat bunun etkisi çok kısa sürecektir. Az kalori almanızın her zaman aynı sonucu vermediğinizi göreceksiniz. Düşük kalorili diyetleri uyguladığınızda vücut buna adapte olur. Bir süre sonra vücut, bu koşullara alışır ve kalori harcamasını ona göre ayarlar daha az kalori harcama eğiliminde olacaktır. Aynı şekilde devam ettiğinizde çoğu kez vücudun direndiğini, hatta kilo vermediğinizi görebilirsiniz. Ayrıca pek çokları kısa sürede de verdiği kilodan daha fazlasını geri alır. Kalıcı kilo vermek için şok diyetlerden, tek besine dayalı ve çok az kalorili diyetlerden uzak durun.
Proteinleri Arttırıp, Karbonhidratları Aşırı Derecede Azaltmaya Çalışmayın
Karbonhidratları enikonu azaltıp, bol proteinli yiyeceklerle yönelerek belki hızlı kilo verebilirsiniz ama hatalı davranmış olursunuz. Yüksek proteinli yiyecekleri tercih etmek uzun dönemde kalp -damar hastalıkları ve kanser riskini arttırır. Tüm dokular, kaslarınızın ve beyniniz, harcayacağı enerji için karbonhidratları kullanır. Karbonhidratlar kas kitlesinin korunmasında yardımcıdır, karbonhidratları aşırı kısıtlayarak diyet uygulandığında verilen kilo; su, glikojen ve protein, yani kas kaybından oluşur, yağları kaybetmezsiniz ayrıca böbrek sorunları yaşayabilirsiniz. Protein diyetinde proteinler aşırı olarak tüketildiğinde metabolizma sağlıklı çalışamaz. Proteinler et ağırlıklı olarak karşılandığında ise kanda toksik maddeler artar. Bunlardan kurtulmak için karaciğer ve böbrekler daha fazla çalışır. Kanda ürik asit yükselir böbrek hastalıkları ve gut hastalığına yakalanma riski artar. Yine etler içinde bulunan yağlar kan değerlerini arttırır, damar sertliği kalp damar hastalıklarına eğilim artar hele ailede kalp şikayetleri öyküsü varsa sağlık ciddi olarak tehlikeye atarsınız.
Proteinler, metabolizmayı hızlandırma özelliği ile kilo verme programlarında belli bir mantık çerçevesinde kısa süreli periyotlar halinde ve bilinçli olarak uygulanabilir. Sorun bunun süreli bir diyet olarak benimsenmesi ve sürdürülmesidir. Oysaki kilo verme programlarında uzun dönemde başarıyı hedeflemeli vücudun çeşitli besin gruplarından oluşmasına dikkat edilmeli vücut hiçbir zaman yoksunluk yaşamamalı, yasaklar listesi yerine, sınırlamaları olan az tüketilmesi gerekenler listesi tercih edilmelidir. Eğer bir beslenme programı belli besin gruplarına ağırlık veriyor; belli yiyecekler hiç yer almıyorsa yanlış yapılıyordur diyebiliriz. Vücut enerji ihtiyacını hemen hemen yarısını karbonhidratlardan ve geri kalanının yaklaşık % 30 unu yağlardan % 20 sini ise proteinlerden karşılaması optimum denge olarak ifade edilmektedir. Yine aşırı protein tüketimi bazı minerallerin emilimini etkiler. Diyet bırakılıp normal beslenmeye geçildiğinde kilo artışı olur. İlave etmememiz gereken nokta; karbonhidratlar kısıtlandığında beslenmede yetersiz olan lif tüketiminin hem kolesterolün düşürülmesinde hem de sindirim üzerinde olumsuz etkileri olacağıdır.
Kilo Vermek İçin Ne Yapalım?
Ben özellikle yedirerek zayıflatan diyetisyen olarak tanınıyorum. Danışanlarıma da “ HEPOBUR DİYET” adını verdiğim diyetimi öneriyorum. Bu diyette aç kalmak, yasaklamalar, kısıtlamalar yok. Her besin grubu dengeli olarak tüketiliyor. Mantı da makarna da sütlü tatlı da var hepsi hafta bazında çeşitli öğünlere dağıtılarak yeniliyor. İşin sırrı; ölçü ve denge, porsiyonlarınızı kontrol etmeyi öğreniyorsunuz. Günlük enerjinizi sağlayan besinler; eksik ya da dengesiz tüketildiğinde vücudunuz bunun sinyallerini vermeye başlayacaktır. Yaşam kalitenizi yüksek tutmak için öncelik vermeniz gereken konulardan biri; bedeninizin ihtiyaçlarının sağlıklı olarak karşılanabilmesidir. Şişman ya da zayıf olmaktan çok; ideal kiloya ulaşarak sağlıklı bir yaşam standardı kazanmanız mümkün olur. Tam da bu nedenlerden dolayı; sağlıklı ve formda bir vücuda ancak sağlıklı beslenme ile diğer bir tanımlamayla yemek yiyerek ulaşılabilirsiniz.
Beslenme programınızın sağlıklı olması için dengeli olması ve her besin grubunu içermesi ve sizin için yeterli olan kaloriyi sağlaması gerekir. Ayrıca, esnek olmalı, çeşitlilik içermeli, sizi bıktırmamalıdır. Sağlıklı kilo vermede denge ve çeşitlilik önemlidir. Sağlıklı beslenmede protein, karbonhidratlar, yağlar, lif, vitamin ve mineraller dengeli olarak yer almalıdır.
HAFTAYA; KİLO VERMEK İÇİN DAHA HIZLI BİR METABOLİZMA İÇİN UYGULAYACAĞINIZ STRATEJİLER…
Hazırlayan
Nisan 2016