Ülkemizde son yirmi yıl içerisinde beslenme alışkanlıkları adına tarz ve şekil olarak ciddi değişimler oldu. Her şeyden önce nüfusun hızlı bir şekilde artması bu artan nüfusun yeme ihtiyaçlarının karşılanması için gıdalarımıza aşırı hormon ve aşırı tarım ilacı kullanımı ile gıdalarımızın besin değeri ve kalitesi bozuldu.
Diğer taraftan şehirleşmenin hızlı bir şekilde artması ve insanların zamana karşı yarışmak durumunda kalması ile beslenmeye özen ve itina kalmadı. Kişiler zamansızlıktan fast-food tarzı besin değeri çok düşük, şişmanlığa neden olan yiyeceklere yöneldiler. Kişilerin sosyo ekonomik düzeyi arttıkça buna paralel beslenme kalitesi artmak yerine azalıyor. Çünkü insanlar sağlıklı besinler yerine pratik besin değeri son derece düşük yiyeceklere yöneliyorlar. Şu anki şartlarda en iyi beslenen halk daha küçük yerlerde yaşayan (köyde, kasabada, küçük illerde)insanlardır.
Ülkemizde Değişen Beslenme Alışkanlıkları
Onlar bizlerden çok daha şanslıdır çünkü zamana karşı yarışmak zorunda değildirler. Kendi gıdalarını son derece sağlıklı yetiştirip ya da iyi yetişen yerlerden alıp tüketirler. Ayrıca dünya mutfaklarına baktığımda Türk mutfağı bunların arasında en sağlıklısı olarak yer alıyor. Ev yemekleri tencere yemekleri daha sağlıklı bir beslenme şeklini bizlere sunuyor. Örneğin çorbalar(tarhana, yayla, mercimek, sebze çorbaları)etli yemekler(et dolması, sulu köfte),balık çeşitleri, yemeklerde her öğünde olan yoğurt, sabahları içilen süt, Ege mutfağının sağlıklı zeytinyağlıları bizlerin sağlıklı Türk mutfağının güzel örnekleri. Hamburger, pizza gibi hızlı hazırlanan yiyeceklerden kat kat sağlıklı.
Türkiye deki kilo ve boy değişimi ise farklılık gösteriyor. Boy uzaması ortalamadan biraz artmış durumda. Kiloda ise ciddi anlamda şişmanlığa doğru bir gidiş söz konusu. Bazı kesimler kilolarına aşırı hassas olup aşırı zayıflığı hedef ediniyor. Bu durumda sağlıksız bir vücudu getiriyor. Hatta bu kişiler aşırı zayıf kalmayı çok az yemek yiyerek sağladıkları için bir süre sonra vücutta tepki oluşuyor. Metabolizmaları yavaşlıyor daha sonra da az yemelerine karşı hızlı kilo alıyorlar. Diğer grup ise beslenmesine hiç önem vermeyip şişman ve obez gezenler. Aşırı fast-food ve aşırı karbonhidratlı yiyecekler yemelerine bağlı olarak şişmanlık gelişiyor. İki ayrı uç söz konusu. Bu arada sağlık elden gidiyor.
Hızlı kilo vermek isteyenler ya da hızlı kilo verdiren programları tercih edenler daha da kötü. Bu durum vücutta kalıcı hasarlara sebep oluyor. Hızlı kilo veriminde kalp kası zayıflar, kas erimesi meydana gelir. Vücutta sodyum potasyum pompası bozulur ve kalp krizi sonucu ölümler olur. Vücudunuzla oyun oynamamalısınız. Şişmanlık nedir ki, zayıflık nedir ki deyip geçmeyin sağlığınızdan olursunuz. Zayıflamanız değil nasıl zayıfladığınız önemlidir.
Beslenme bozukluğuna bağlı vücutta;
- Kalp, tansiyon, şeker hastalığı gibi rahatsızlıklar artar
- Kanser riski artar
- Şişmanlığa bağlı olarak karaciğer yağlanması, dolaşım sistemi bozuklukları gibi problemler görülmektedir.
Engellemek için ise;
- Haftada 2–3 defa 1 saat spor yapın(yüzme, yürüyüş vs.)
- Fast-food tarzı yerine tencere yemeklerini yâda ızgara yemekleri tercih edin
- Haftada en az 2–3 defa balık yiyin
- Günde 1–2 kâse yoğurt yiyin
- En az bir öğün sebze yiyin. En yararlı sebzeler havuç, bezelye, bamya, enginar, kereviz, karnabahar, brokoli olarak sayılabilmektedir.
- Günde 2,5 ltd su için
- Şişman iseniz hızlı değil yavaş kilo vermeyi hedefleyin. Çünkü yavaş kilo vermeniz hem kalıcı olacaktır hem de sağlığınızı ve metabolizmanızı bozmayacaktır.
- Aşırı tuzlu ve salamura yiyeceklerden uzak durun
- Alkolü haftada 2 defadan fazla içmeyin.