Çok az veya çok fazla iyot almak sağlığınızı ne derece etkiler. Her şeyi kararında tüketmek gerekir değil mi? Haydi gelin konunun detaylarına yazımızda bakalım.
Tiroid hormonlarının çalışmasını etkileyen pek çok faktörden söz edilebilir. Bunlar iyot eksikliği, çevre faktörleri, kalıtımsal faktörler ve bünyesel faktörler olarak özetlenebilir. Detayları konunun uzmanlarına bırakıp, beslenme yönünden etkisine bakmak istersek karşımıza iyot ve iyot içeren besinler çıkar.
Yiyeceklerle erişkin bir kişinin günlük iyot ihtiyacı için yaklaşık değer 150 mikrogramdır. Yeterince iyot alınamadığı durumlarda ise tiroid bezinin yeterince hormonu sentezleyemediği durum ortaya çıkar. Son yıllarda tuzlara iyot ilavesi ile iyot eksikliğine bağlı guatr oranı azalma gözlenmektedir. Günümüzde ise; Hashimoto tiroiditi denilen, kişinin bağışıklık sisteminin tiroid bezine karşı antikor dediğimiz bazı maddeleri salgılayarak kendi tiroid bezini tahrib ettiği bezin, kronik küçülmesi ile sonuçlanan hastalık daha çok kadınlarda görülmekte, yaygın yaşanan şikayetlerin odağını oluşturmaktadır.
Çok az veya çok fazla İyot almak, tiroid bezi için zararlıdır.
Her Tiroid Sorunu Olan İyot Almalı mı?
Hayır, bu konuda doktorunuz sizi uyaracaktır. Her tiroid sorunu iyot eksikliğine veya fazlalığına bağlı gelişmez. Tiroid bezinin çalışmasını etkileyen pek çok hastalık sayabiliriz. Tiroid hormonunun fazla (hipertirodi) salgılandığı, az salgılandığı (hipotiroidi), nodüller, kanserler gibi veya sık duyulduğu için Haşimoto hastalığı örneklersek, bu iyot eksikliğinden değil de bağışıklık sistemden (Otoimmun sistem), kaynaklanan bir hastalıktır. Bazı koşullarda ise ilaç tedavisinin yanında iyot alımını sınırlamak gerekir.
İyot alımını sınırlamanız gerektiğinde: Yosun içeriği nedeniyle Suşi yememeli, iyotlu tuz kullanımına dikkat etmelisiniz. İçeriğinde hangi tür tuz kullanıldığını bilmediğiniz. Aynı zamanda patates cipsi, konserve, soya sosu hazır çorba, salamura edilmiş, tuz ile işlenmiş gıdalardan da uzak durmanız gerekir.
Selenyum İçeriği Yüksek Gıdaları Daha Fazla Tüketmek Gerekir
Selenyum mineralinin vücutta yeterli miktarda olmaması da tiroid hormonlarının çalışmasını etkiler. Özellikle bağışıklık sistemiyle ilişkili tiroid hastalıklarında selenyum mineralinin tüketiminin artırılmasında özen göstermek gerekir. Aynı zamanda selenyum E vitamini ile birlikte alındığında daha etkilidir. Buğday gibi tahıllar, et, karaciğer, pekmez, deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, yumurta, tereyağı, mantar, soğan, lahana, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzelerde bulunur, fazlasının toksik etkileri olduğunu unutmamak tüketimini abartmamak gerekir.
Sulardaki klor ve florun fazla olması tiroid bezine zarar verdiğinden içilen suda bu minerallerin fazla olmamasına özen gösterilmelidir.
İyot eksikliği denize yakın bölgelerde yaşayan popülasyonda daha az görülür. Çünkü iyot denizden buharlaşarak bulutlarda yoğunlaşır. Yağmur olarak toprağa iner. Bu bölgelerde bitkiler ve bu bitkileri yiyen hayvanların eti, sütü daha çok iyot içerir.
Denizden uzak bölgelerde ise toprak, bitki örtüsü, iyot yönünden fakirdir. Bu bölge insanlarında iyot eksikliğine bağlı halk arasında (Guatr) olarak isimlendirilen Tiroid bezinin büyümesi bağlı hastalıkların görülme sıklığı fazladır. Bu bölge yaşayanları için ilk akla gelen önlem, iyotlu tuz kullanımı olur.
Ayrıca karalahana, yerelması, turp gibi içeriğinde izoflavanoid içeren gıdaların aşırı tüketilmesi iyot atılımına neden olur, bu ise tiroid hormonlarında eksilmeye neden olacağından guatr olma riskini artır. Bu yiyecekleri pişirerek tüketmek ile bu etkiyi azaltmak mümkün olur. Diğer guatrojenik (Guatr yapan) yiyecekleri brokoli, lahana, karnabahar, ıspanak, yer fıstığı, çam fıstığı, şalgam, Brüksel lahanası olarak sıralayabiliriz. Bunları hiç tüketmemeniz gerektiğini düşünmemelisiniz, abartmamak ve çiğ tüketmemek koşulu ile beslenmenizde yer alabilirler.
Tiroid sorununuz varsa, menopoz sırasında sıcak basmasını engellemek için alınan izoflavanoid içeren, soya ihtiva eden takviyeler konusunda doktorunuza danışmanız gerekir.
İyot İçeren Besinler
- İyotlu tuz, deniz tuzu
- Deniz ürünleri (balık, kabuklu deniz ürünleri, deniz yosunu, yosun)
- Salamura gıdalar (jambon, füme balık, sığır konservesi, lahana turşusu)
- Süt, süt ürünleri (süt, peynir, krema, yoğurt, tereyağı, dondurma)
- Soya ürünleri (soya sosu, soya sütü, tofu)
- Yumurta sarısı
- Çilek
Yüksek ise Kolesterol Değerlerine de Dikkat Etmelisiniz
Hipotiroidi de ayrıca yükselen kolesterol seviyelerine dikkat etmek gerekir. Yüksek kolesterolü diyet ile önlemek, olası kalp sorunları yönünden önemlidir.
Tiroid hormonu ile ilgili sorunlar metabolizma hızını etkilediği için kilo alıp vermede sorunlar yaşanır.
Alınan Kalori Miktarını Azaltmak Doğru Olmaz
Kilo alımını önlemek için, yavaşlayan metabolizma hızını olumsuz yönde etkileyeceğinden alınan kalori miktarını da çok düşürmemek gerekir, onun yerine fiziksel aktivite artırılmalıdır, sağlıklı, dengeli beslenmeye önem vermek gerekir.
Gebelik Süresince İyot İhtiyacı Artar
Bebek, gebeliğin ilk 3 ayında kendi tiroid hormonunu sentezleyemediğinden anneden alır. Gebelikte vücudun iyot ihtiyacı buna bağlı olarak daha da artar. Annede eksiklik olursa bebekte zeka geriliği, büyüme geriliği, ölü doğum gibi sonuçlara yol açar. Özellikle annenin ilk 3 ay, sağlıklı bir bebeği olması için yeterli iyot alması gerekir.
Kadınlar Daha Fazla Risk Altında
Tiroid bezinin çalışması ile ilgili bozukluklara kadınlarda daha sık rastlanılır. Gebelikte, menopoz döneminde ve yaşa bağlı olarak görülme sıklığı artar. Tiroid hormonlarının az salgılanmasına bağlı olarak, pek çok sağlığı etkileyen olumsuz etkilerinin yanı sıra yanı sıra metabolizmanın hızını azaltarak kilo vermedeetkili olan şikayetlerin kaynağını oluşturur. Tiroid hormonlarının fazla salgılanması ise tersine ani kilo kayıplarının nedeni olur.
Menopoz, kilo ve tiroid problemleri genellikle birlikte ortaya çıkar.
Kilo veremiyorsanız, ilaçlar ve doktorunuzun önerilerinin yanı sıra bunları da göz önüne almalısınız
- Metabolizmanız yavaşladığı için Karbonhidratları daha sınırlamalısınız. Bu aynı zamanda insülin hormonu salgısının kontrolü için de gerekir. Düşük glisemik indekse sahip karbonhidratlar tüketmelisiniz.
- Lif içeriği yüksek besinleri tüketmeniz gerekir. Bunlar, kalorisi düşüktür. Daha uzun süre tok kalmanıza ve kandaki insülinin dengeli salgılanmasına olmasına yardım eder. Kepek ve yulaf, badem, mercimek, fasulye, elma, armut, brokoli karnabahar, yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar, keten tohumu gibi yüksek lifli gıdaları tercih etmelisiniz.
- Protein ve yeterli yağ tüketmelisiniz. Balık, beyaz et kümes hayvanları, baklagiller, yumurta beyazı ve sığır eti, yanında zeytin yağı, badem, ceviz, kaliteli yağ içeriği yüksek besinleri tüketmelisiniz.
- Metabolizmayı hızlandırmak için az ve sık aralıklara öğünlerinizi düzenlemeniz gerekir.
- Magnezyum, kalsiyum ve B6 vitaminlerince yeterli bir beslenme kilo vermenizde yardımcı olur.
- Stresten uzak olmalı, uykunuza dikkat etmelisiniz, spor yapmakta fayda sağlar.
- Omega-3 alımını artırmakta kilo vermenizde yardımcı olur.
- Çinko, demirden ve bakırdan zengin yiyeceklerde tüketmeniz fayda sağlayacaktır. Çinko alımı önemlidir. Bunun için de yağlı tohumlardan badem, tavuk, hindi eti beslenmenizde olmalı, demir ile birlikte C vitamini alımı da emilimi artırdığından önem taşır.
- Fazla tüketildiğinde Omega-6 yağ asitleri inflamasyonu tetikleyebileceğinden ayçiçeği, mısırözü yağı gibi bitkisel yağlar yerine zeytinyağı, avokado gibi anti-inflamatuar gıdalar, ananas gibi meyve ve sebzeler, otoimmün tiroid hastalarına yardım edebilir.
- Otoimmün tiroid hastaları için selenyum içeren yiyecekler yararlı olacaktır balık, mantar, ay çekirdeği ve sarımsak iyi kaynaklardır.
- Demir ve kalsiyum içerikli yiyeceklerin hipotiroidi için alınan ilaçlarla olumsuz etkileşimi olabilir. Bu nedenle ilaç aldığınız öğünlerle aynı anda tüketmemeye özen göstermelisiniz.
Hazırlayan
Banu Kazanç
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Mart 2011