Patates, kereviz, havuç, pancar, turp, yer elması gibi toprak altında yetişen ve yumruları ile köklerini yediğimiz sebzeler, tüm vitamin ve mineralleri bünyelerinde barındırır. Sağlık Deposu Kök Sebzeler tüm vitamin ve mineralleri bünyelerinde barındırır. O halde sonbahar ve kış aylarında sofralarınızdan eksik etmeyin.
Diyet yapanlar kök sebze tüketebilir mi?
Sağlık Deposu Kök sebzeler, vücudumuz için gerekli olan sağlıklı karbonhidrat kaynakları arasında yer alır. Nişasta içeriklerinin yüksek olması sebebiyle pek çok kişi, diyet yaparken kök sebzelerin tüketilmemesi gerektiğini düşünür. Oysaki kök sebzeler, diğer karbonhidrat kaynaklarıyla kıyaslandığında son derece masumdur. Yağ içermedikleri gibi, kalorileri de sanıldığı kadar yüksek değildir. Öte yandan, glisemik indekslerinin yüksek olduğu doğrudur ancak porsiyon miktarlarına dikkat ederek ve doğru yöntemlerle pişirerek; bu dezavantajın önüne kolayca geçebilirsiniz. Örnek vermek gerekirse, üzerlerine hafif zeytinyağı gezdirip favori baharatlarınızla lezzetlendireceğiniz kök sebzeleri fırınlayıp, ızgara et, tavuk veya balığın yanında garnitür olarak yiyebilirsiniz.
Ayrıca Sağlık deposu kök sebzeleri tükettiğinizde kendinizi daha tok hissedersiniz. Bir de size küçük bir tüyo: Sağlık Deposu Kök Sebzeler, tatlı yeme ihtiyacınızın da önüne geçer.
Kök sebzelere daha yakından bakalım
Patates
- B1 ve B6 vitaminleri, folik asit, C vitamini ve potasyum kaynağıdır. Az miktarda magnezyum ve demir de içerir.
- Daha uzun süre tok kalmamızı sağlayan ve sindirim sistemi sağlığımız için çok değerli olan lif kaynağıdır.
- Patatesin kalorisi, kızartılmadığı sürece sanıldığı kadar yüksek değildir. Ekmeğe göre daha düşük kalorili olan patatesin tokluk indeksi, ekmekle karşılaştırıldığında daha fazladır.
- Patatesin glisemik indeksini düşürmek için yağ ve protein içeren besinlerle birlikte tüketmek veya pişirdikten sonra soğutup daha sonra tüketmek gerekir. Patatesleri haşladıktan sonra buzdolabında soğutup, üzerine sirke ve/veya limon, çok az sızma zeytinyağı ve taze yeşilliklerden oluşan bir salata hazırlayarak glisemik indeksini düşürebilirsiniz.
- Patatesin besleyici kısmı kabuğunun hemen altında olduğu için patatesin kabuklarını mümkün olduğunca ince soymak hatta patatesi kabukları ile yemek daha yararlıdır. Ayrıca besin öğesi kaybı yaşamamak için patatesin kabuğuyla haşlanması ve pişirildikten sonra soyulması da önemlidir.
Kereviz
- A, C, E, K vitaminleri ve B grubu vitaminleri (B1, B2, B6, B12, folik asit) ile kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum, çinko ve demir minerallerini bünyesinde barındırır.
- Lif oranı son derece yüksektir.
- Patates ve havuç gibi diğer kök sebzelere kıyasla, kerevizin kalorisi oldukça düşüktür.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir ve vücudu hastalıklara karşı daha dirençli hale getirir.
- Vücudun su dengesini sağlar. Ödemi çözmede etkilidir. İdrar söktürür, idrar yollarını ve kanı temizler, vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
- Sindirim sistemi, ülser, gastrit ve hazımsızlık sorunlarına iyi gelir.
- Sinir sistemi için yararlıdır. Zihinsel ve fiziksel performansı artırır. Uykusuzluğa ve strese iyi gelir.
- Ağrı kesici, antiseptik ve antialerjik özellikleri vardır.
Havuç
- A (özellikle A vitamininin öncül formu olan beta-karoten), B grubu, C, D ve E vitaminleri açısından oldukça zengindir. Demir, fosfor, potasyum, magnezyum, kükürt, bakır ve krom minerallerini içerir.
- İyi bir lif kaynağıdır; bu sayede yavaş sindirilir ve tok tutar.
- Glisemik indeksi yüksektir; bu sebeple belli aralıklarla, porsiyon miktarına dikkat ederek tüketilmesinde fayda vardır. Havuç rendelendiğinde glisemik indeksi daha da yükselir. Rendelenmiş havuca az miktarda zeytinyağı ilave etmek hem glisemik indeksini düşürür hem de A vitamininin emilimini arttırır. Ayrıca limon ya da yoğurt eklemek de glisemik indeksini düşürür. Havucu pişirirken tercih edilmesi gereken en sağlıklı yöntem ise buharda pişirmektir. Bu sayede içindeki beta-karoten etkilenmez.
- Güçlü bir antioksidan olan beta-karoten yönünden zengin olduğu için hücre yıpranmasını önler ve yaşlanma sürecini yavaşlatır.
- Bağırsakları çalıştırarak sindirime yardımcı olur. Gıda zehirlenmelerine karşı koruyucu etki gösterir.
- Göz sağlığını ve görme gücünü artırır.
Soğan
- A, B grubu, C vitaminleri ile fosfor, potasyum, sodyum, magnezyum mineralleri açısından zengindir.
- Antibiyotik etkisi sayesinde soğuk algınlığı, grip, astım ve bronşit gibi hastalıklarda fayda sağlar. Nefes yollarını açar ve öksürüğü keser.
- Kalp ve damar hastalıklarının önlenmesine katkıda bulunur.
- İnsülin seviyelerini dengeler, açlık kan şekeri düzeyini azaltmada etkisi olur.
- Sindirim sistemini destekler.
- Zihinsel ve bedensel yorgunluğu giderir.
- Yaraların daha hızlı kapanmasına yardımcı olur. Egzama, dolama gibi cilt hastalıklarına karşı faydalıdır.
- Sinir sistemini rahatlatır, uykusuzluğu giderici özelliğe sahiptir.
- İdrar söktürücü, böbrek taşı döktürücü etkileri bulunur.
Sarımsak
- A, B grubu ve C vitaminleri ile fosfor, potasyum, kükürt, çinko mineralleri açısından zengindir. Az miktarda kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir ve manganez de içerir.
- Sarımsaktaki “allicin” (allisin) maddesi, sarımsağa kendine has kokusunu vermenin yanı sıra; bakteri gelişimini önler, bağışıklık sistemini uyararak enfeksiyonlara karşı savaşır, damarların genişlemesini sağlayarak yüksek tansiyonu düşürür ve kan akışını hızlandırır.
- Kan basıncını ve kötü kolesterol düzeyini düşürür.
- İnsülin direncini azaltmaya ve diyabet komplikasyonlarını önlemeye yardımcı olur. Açlık kan şekeri seviyesini düşürür.
- Vücutta biriken toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
- Alkol nedeniyle oluşan karaciğer hasarına karşı koruma sağlar.
- Saç ve cilt sağlığına katkıda bulunur.
- Mantar lezyonlarının çoğalmasını engelleyerek kaşıntıyı hafifletir.
Pancar
- A, B grubu, C ve P vitaminleri içeren pancar; fosfor, demir, magnezyum, potasyum, çinko, kalsiyum gibi mineraller bakımından zengindir.
- Pancarın içeriğindeki nitrat, vücutta nitrik oksit haline gelir. Nitrik oksit ise insan vücudunda doğal olarak üretilen bir hormondur ve yaşamsal fonksiyonların düzenlenmesinde önemli rol oynar. Kan dolaşımını düzenler, kan basıncını düşürür, damarların elastikiyetine yardımcı olur.
- Alyuvarların oluşmasında rol oynar, kansızlıkta ve demir eksikliğinde çok etkilidir.
- Karaciğerin temizlenmesinde büyük ölçüde yarar sağlar.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
- Folik asit yönünden de oldukça zengin olan pancarın kısa süre ve hafif ateşte pişirilmesi, folik asit kaybının en aza indirilmesini sağlar.
Turp
- Besin değeri çok yüksektir: A, B grubu, C, E, K vitaminlerini içerir. Potasyum, kalsiyum, sodyum, demir, magnezyum, fosfor, çinko, bakır ve manganez mineralleri bakımından da zengindir.
- İçerdiği yüksek oranda demir ve folik asit sayesinde kansızlığa karşı önerilir.
- Su ve lif içeriği son derece yüksektir. Uzun süreli tokluk hissi sağlaması sebebiyle diyet programlarının vazgeçilmezlerindendir.
- Kalbin düzgün çalışmasına katkı sağlar, kalp-damar hastalıkları riskini azaltmaya yardımcı olur. Kana oksijen sağlar. Kan basıncını düzenler.
- Bağışıklık sistemini güçlendirir hatta soğuk algınlığı ve öksürüğe karşı da koruyucudur.
- Karaciğeri ve mideyi temizler.
- Guatr gibi tiroit hastalıklarından korur.
- Fazla tüketildiğinde gaz şikâyetlerine neden olabilir.
Yer Elması
- A ve C vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, magnezyum, demir ve fosfor mineralleri açısından zengindir.
- İçeriğindeki “inülin” maddesi kan şekerini dengede tutmaya yarar; aynı zamanda mide ve bağırsaklardaki faydalı bakterileri destekler. Özellikle kolon kanserine karşı koruma sağlar.
- Yer elması karbonhidrat içerir ama yapısı oldukça farklıdır. Bu sayede hem şeker hastaları hem de diyet yapanlar tarafından tüketilebilir.
- Kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.
- Bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve vücut direncinin artmasına katkıda bulunur.
- Böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur. İdrar söktürücü ve kabızlığı giderici özellikleri vardır.
- Hücre onarıcı etkiye sahiptir hatta cildi güzelleştirir.
- Kemik erimesine karşı koruyucudur.