Kış aylarında daha az su tüketiriz. Kışın da su alışkanlığını devam ettirmek, vücudumuzun sağlıklı olması için gereklidir. Kış aylarında su kaybımız daha az olduğu için, yaz aylarına oranla susama hissimiz azalır. Kışın, susamasak da günde 2- 2,5 litre su tüketilmeliyiz.
Susuzluk hissi geç algılanır. Sadece susadığınızda su içme alışkanlığınız varsa; bunu değiştirmeli, su içmek için susamayı beklememeli, düzenli aralıklarla su içmelisiniz. Susuzluk hissettiğiniz an, vücudunuzda belli bir oranda sıvı kaybı başlamıştır.
Vücuttaki su oranının yeterli düzeyde olması, yaşamsal önem taşır. Vücudun her gün 2- 2,5 litre suya ihtiyacı vardır. Suyun vücutta pek çok işlevi vardır. Suyun yardımı ile hücrelere kan yolu ile oksijen ve gerekli besinler taşınır. Sindirim sonucu oluşan atık maddelerin atımı da suyla olur. Kanın sağlıklı bir şekilde kalpten pompalanması ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önlemek için, su katkı sağlar. Su, vücut sıcaklığının düzenlenmesinde rol alır. Su, aynı zamanda, eklemlere esneklik sağlar; kas kramplarını önler. Sağlıklı, gergin ve parlak bir cildin gereksinimi sudur. Kilo verirken yüzün çökmemesi, kırışmaması, cildin sarkmaması için; nemli bir cilt yüzeyine sahip olmak önem taşır.
Kilo Vermek için Su İçmenin Önemi
Kilo vermeye çalışırken; vücutta depo edilen yağları yakmak için, içtiğiniz su miktarını arttırmalısınız.
Vücudun su ihtiyacı kişiye göre değişir. Kilo, aktivite düzeyi, iklimsel faktörler (sıcaklık, nem gibi), beslenme tarzı ve mevcut hastalıklar; bu ihtiyacı etkileyen parametrelerdir. İçeceğiniz su miktarının yeterliliğini, idrarınızın renginin çok açık olması ile test edebilirsiniz. Kısa zaman içinde çok su içerek, vücudunuza zarar vereceğinizi de unutmamalı; su ihtiyacınızı, gün içine yayarak gidermelisiniz.
Kilo verirken cildin sarkmaması da kasları kuvvetlendiren egzersiz ile bol su içilerek önlenir. Yine de siz siz olun ve abartmayın. Zayıflayacağım diye aşırı su tüketirseniz, çok sık tuvalet ihtiyacı yaşarsınız. Her defasında ise mineraller, özellikle de önemli minerallerden olan kalsiyum atımı hızlanır. Hem kemikleriniz için iyi değildir hem de gün içerisinde halsiz ve takatsiz kalmanıza neden olur. Aşırı su içilmesi, ayrıca, böbrekleri de yorar.
Su, tokluk hissi sağlar
İştahınızı su ile kontrol altına alabilir, metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz.
Su, iştahınızı engeller. Bazen aç olmadığınız halde bir şeyler yemek istersiniz. Bu durumda içtiğiniz su, sizin gelişi güzel yiyecek tüketmenizi engeller. Susuzluk, aynı zamanda metabolizmayı yavaşlatır. Su, dokulara oksijen taşıyarak yağ yakımını hızlandırır; özellikle yemeklerden önce su içmek tokluk hissi sağlar, daha fazla kalori almanızı önler. Tokluk ve susama merkezleri beyinde birbirlerine çok yakın olduğu için “açlık” ve “susuzluk hissi” bazen karışabilir. Açlık hissettiğinizde önce bir bardak su içmeyi denemelisiniz.
Su içerek vücudun su tutması ile (ödem) başa çıkabilirsiniz.
En doğal ve etkili ödem atma yolu; su içmektir. Kadınların, belirli dönemlerde hormonal faaliyetleri ile oluşan ödemlerinden kurtulması için erkeklere oranla daha fazla suya ihtiyaçları olur.
Kış Aylarında Daha Az Su Tüketiyoruz. Su, vücudunuzu toksinlerden temizler!
Düzenli su tüketerek, sindirim sisteminin de sağlıklı çalışması sağlanır. Kalorileri harcarken atık maddeler (toksinler) oluşur. Bunların vücuttan atılması için yeterince su tüketmek gerekir. Böbrekler, yeterli su ile toksinleri vücuttan rahatlıkla temizler. Aksi olduğunda, toksinleri atma işini karaciğer üstlenir. Bu durumda ise; yağları yakma görevini gerektiği gibi yerine getirmekte zorlanır. Yine yeterince su tüketilmediğinde, kilo vermek için önerilen arttırılmış lifli beslenme, bağırsak sıkıntıları (kabızlık) yaşanmasına neden olur.
Suyun ısısı ne olmalı?
Kış aylarında soğuk su içildiğinde, sindirim daha zorlaşır ve gaz şikâyetleri artar. Bu nedenle, kış aylarında içeceğiniz su soğuk olmamalıdır. İdeali ise suyun oda ısısında içilmesidir. Dikkatinizi çekmek istediğim nokta; suyun sıcaklığının zayıflamada bir etkisi olmadığıdır.
Su nasıl içilmeli?
Suyu aniden kana kana değil de yudum yudum ve mümkünse ayakta değil de oturarak içmelisiniz. Suyu ağır ağır yudumlayarak içmelisiniz ki; şişkinliğe neden olmasın ve siz tadına böylelikle daha iyi varasınız. Suyu oturur pozisyonda için: Ayakta iken içtiğiniz su, mideyi hemen terk ederek, direkt on iki parmak bağırsağına geçer. Oturma pozisyonunda ise midede daha uzun kalır; mide asitlerinin etkisi ile daha sağlıklıdır.
Yemek sırasında su içmek; mide asidini etkileyeceğinden, sindirim için sakıncalıdır.
Ambalajlı (cam veya plastik şişe veya damacanalarda satılan) su tüketimi giderek yaygınlaşmıştır. Güneş altında bekleyen pet şişelerdeki sular sağlığınız için risk oluşturur. Cam şişeleri tercih etmelisiniz. PH, suyun asit ve temel durumunu gösterir. İzin verilen pH değeri 5,5 ile 8,5 arasındadır. Hidrojen iyonları artarsa suyun pH değeri düşer ve su, asidik olur. Tam tersi, hidrojen iyonları arttığında pH değeri yükselir ve su, alkali hale gelir. Vücutta tüm metabolik işlemler dengeli bir pH’a bağlı olduğundan, “alkali” olan, yani pH’ı 7’den büyük olan suların tüketilmesi sağlıklı olur. Bununla birlikte, güvendiğiniz marka suları ve yetkili mercilerin denetiminde olduğunu gösterenleri satın almalısınız.
Daha Fazla Su İçmeniz için Öneriler
Kış Aylarında Neden Daha Az Su Tüketiyoruz
Sabah kalkar kalkmaz içilen bir bardak ılık su, güne iyi başlamanızı sağlar. Her sabah kalktığınızda ilk işiniz su içmek olsun. Bunu kendinize alışkanlık haline getirin. Her öğün öncesi 1 su bardağı su için. Yatmadan önce içilecek bir bardak su ayrıca rahat uyumanızı sağlar.
- Çalışırken, yürürken, arabada, kitap okurken, televizyon seyrederken; yanınızda her zaman su bulundurun ve onu belli aralıklarda içerek bitirmeyi hedefleyin.
- Ayrıca, kendinize su içmek için güzel bardaklar ya da şık bir sürahi alabilirsiniz ya da renkli pipetlerle su içmeyi eğlenceli hale dönüştürebilirsiniz.
- Çalışma ortamınızda ve evinizde “su iç” yazılı notlar asabilirsiniz.
- Günlük su tüketiminizi takip edin. Günlük hedefinize ulaştığınızda tabi ki kendinize küçük bir ödül verin.
- Suyu daha lezzetli kılmak için yeşil elma ve limon dilimi, taze nane, karanfil gibi hoş kokulu baharatlar ekleyin.
Suyun yerini diğer içecekler alabilir mi?
“Hiçbir içecek suyun yerini tutmaz.” sıklıkla dile getirdiğimiz bir söylemdir. Günlük hayatımızın vazgeçilmez ikramları; çay, kahve, neskafe, meyve suları, bitki ve meyve çayları ve benzeri içeceklerdir. Soğuk hava nedeniyle, kışın favori içecekleri ama sıcak içeceklerdir. Sıcak içecek olarak, genellikle kafein içeriği yüksek olan çay-kahve tercih edilmektedir. Bu konuda önerim,elbette bitki çaylarının tercih edilmesidir. Kafeinli içecekler (kahve-kola-çay gibi) ve alkol, sıvı olmalarına karşın diüretik özellikte olduklarından, nitekim vücudun su kaybına neden olur.
Banu Kazanç
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Aralık 2013