Diyet Yaparken, Her Gün Düzenli Olarak Kilo Kaybetmezsiniz.
Gün içerisinde sık sık tartılmak, size kilonuzla ilgili sağlıklı bir bilgi vermez. Vücut sıvısındaki değişime bağlı olarak, kilomuzda günlük dalgalanmalar olabilir. Günün her saatinde kilonuz farklıdır ve vücudunuzun ağırlığı doğal olarak gün boyunca çeşitli etmenlere bağlı olarak değişiklik gösterir.
Olaya fiziksel olarak baktığımızda; kilonun, yenilen yiyeceklerle orantılı olarak inip çıkan bir şey olacağını düşünebilirsiniz. Size uygun olarak hazırlanan listeye aynen uyduğunuz halde, ertesi gün kilonuzun hiç değişmediğini veya liste dışına çıktığınızda, daha fazla yediğiniz halde, ertesi gün kilo almadığınızı hatta daha düşük bile çıktığınızı görebilirsiniz. Bu değişimler ise kafanızı karıştırır. Sık sık tartılmak, size sanki kilo veremiyormuşsunuz gibi hissettirir; psikolojiniz ve motivasyonunuzu olumsuz yönde etkiler. Tartılmanın takıntı haline gelmesi ise başka bir problemdir. Günde ikiye, üçe ve daha sonra her yemek yedikten veya su içtikten sonra tartılmaya kadar işi vardırabilirsiniz. Tartılmak, kaygılarınızı arttırmamalıdır. Önemli olanın tartıda görülen azalma değil, kişinin kendini nasıl hissettiğidir. Kilodaki azalmaya takılmak yerine sağlıklı yemenin ve egzersizin vücutta yarattığı değişikliğin farkında olmak gerekir.
Her zaman değil, doğru zamanlarda tartılmalısınız.
Kilo verme ile ilgili ilerlemeyi kontrol edin ama unutmayın! Bu yavaş bir süreçtir; sürekli tartılmak ise bu süreci kısaltmaz, hatta hızlı değişimleri umut ettiğinizde, sizi hayal kırıklığına uğratır.
Kilo Vermede “Ağırlık” Tek Gösterge Değildir.
Aynı kilodaki iki kişinin, aynı vücut kompozisyonuna sahip olması beklenmez. Onlar tamamen farklı vücut tipinde olabilirler. Diyet sırasında, kişilerin kilosuna değil; yağ kas dengesine, su oranına, kemik ağırlığına, bölgesel yağ dağılımına bakmak gerekir. Yağ kaybının takibinde ise vücut analizi yapan cihazlar ya da tartıdan çok kalça oranı, bel ölçüsü, beden giyim ölçüsü size daha fazla fikir verecektir.
Ne Zaman Tartılmalıyız?
Haftada 1 veya 2 kere, aynı baskülde, aynı kıyafetlerle, sabah saatlerinde ve kahvaltı öncesi, tuvalete gittikten sonra tartılmalısınız. Spor yaptıktan sonra, saunaya girdikten sonra tartılmayın; bu sizi yanıltır. Çok ter atacağınızdan, tartı sizi daha az kilolu gösterir; ama vücuttan giden yağ değil sudur.
Kilonuzu Neler Etkiler?
Ağırlık, gün içinde çok değişkendir. Gün içinde tüketilen yemek türü ve sıvı miktarı ile kilonuz değişim gösterir. 2 bardak su içtiğinizde veya yemek yedikten sonra tartı, sizi 500 gr ile 1kg arasında fazla gösterir. Ayrıca vücudunuz su tuttuğu için de kilonuz artar.
Şişmanladım mı Yoksa Vücudum Su mu Tutuyor?
Zaman zaman, diyetimize tamamıyla uymamıza rağmen, tartıda ibrenin yukarı doğru çıkması paniklememize neden olur; nerede yanlış yaptığımızı düşünürüz. Oysa aldığımız kilo değildir; sadece vücudumuz su tutmuştur.
Vücut, fazla miktarda alınan sodyumu, terleme ve idrar yoluyla atar; atamadığı durumlarda ise vücutta “ödem” adı verilen su toplanmalarına neden olur.
Vücut Niye Suyu Tutar?
- Vücuttaki sodyum-potasyum dengesinin bozulması, vücudun su tutmasına neden olur.
- Adet öncesi dönemde, hormonal değişimlere bağlı olarak, vücudumuz daha fazla su tutar.
- Örneğin bazı doğum kontrol hapları, tansiyon düşürmek için kullanılan ilaçlar ve bazı antibiyotikler, vücudun su tutmasına yol açabilir.
- Hareketsizlik, iklim değişikliği, yolculuk, ayakta uzun süre kalma hatta dağ sporları, stres gibi pek çok şey de ödeme neden olur.
- Kalp, böbrek, tiroit gibi kimi hastalıklar; ayrıca gıda intoleransı (laktoz, glüten gibi) ödeme neden olur.
- Kabızlık, aşırı alkol, çok hızlı yemek ya da haşlanmış fasulye gibi gaz yapıcı besinler, vücutta şişkinliğine neden olur.
- Bazı yiyecekler vücudun su tutma özelliğini etkiler. Ödem artırıcı besinleri örneklemek istersek: Tuzlu yiyecekler, alkol, kola, tatlı yiyecekler, rafine edilmiş şekerler olarak sıralanabilir.
Vücudumuzda Toplanan Ödemi Atmak İçin Ne Yapmalıyız?
Tuzdan uzak durarak, daha fazla sıvı tüketmelisiniz. Tabağınızdaki yiyeceğe, tuz yerine başka katkılar eklemeyi deneyin. Bu, mevsime göre çeşitli otlar, limon suyu ya da sirke, nar ekşisi olabilir. Yemeğinizi pişirirken az tuz ekleyin; salatanızı hazırlarken hiç tuz eklemeyin.
Daha az tuz, rafine şeker, kırmızı et ve yağ tüketmeye çalışın; karbonhidrat karışımları, sebze ve meyve yiyin. Daha fazla “protein” alın; balık, et, yumurta, tuzsuz peynir gibi besinler tüketin. Konserve yerine taze ürünleri tercih edin. Muz ve yeşil yapraklı sebzeler bol miktarda potasyum içerirler Elma, armut ve kayısı iyi potasyum kaynaklarıdır ve potasyum, bedeninizin sıvı dengesini düzeltmeye yardımcıdır.
♦ Günde 1000 mg. kalsiyum almak da, su tutulmasıyla ilgili sorunları azaltır.
♦ Adet öncesi gerginlik ve şişkinliği hafifletmek için, B6 vitamini alabilirsiniz.
Su İhtiyacı Başka İçeceklerle De Karşılanır Mı?
Suyun yerini başka hiçbir içecek tutamaz. Günde 2-2,5 litre su tüketmelisiniz.
Kahve, çay, kola gibi kafein içeren maddeler, idrar söktürücü maddeler içerdiklerinden; bunları içtiğinizde daha fazla idrar çıkartmanıza ve sonuçta su kaybetmenize sebep olurlar. Sınırlı olarak tüketmeniz daha doğru olur. Bitkisel çay ve günde 1 şişe maden suyu içebilirsiniz.