Yeni bir mevsim yeni bir başlangıç ile hem yaşam tarzınızı hem de beslenme alışkanlıklarınızı düzeltebilirsiniz.
Yazın o sıcak günlerini geride bıraktık; okul, iş, şehir yaşamı, trafik, daha erken kararan hava, sararan, dökülen yapraklar, yağmur… Kısaca klasik rutin yaşantımıza döndük. Özellikle mevsim dönüşünün yaşandığı şu günlerde, insan vücudunda da çeşitli fizyolojik değişimler olur. Havaların soğuması ile alt-üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı eğilim artar; yağmurlu, kasvetli, bulutların grileştiği gökyüzü ve yavaş yavaş soluklaşan gün ışığı nedeniyle beyindeki serotonin ve melatonin hormonundaki değişimler de söz konusudur. Kişiler stresten daha fazla etkilenir; uyku bozuklukları, yorgunluk, konsantrasyon eksikliği, mutsuzluk, sıkıntı ve iştah değişiklikleri gibi belirtiler ortaya çıkar, depresif olurlar. Daha kısa günler, daha az gün ışığı ve iç mekânda daha fazla zaman geçirdiğimiz için, birçok insan ruh hali değişiklikleri yaşamaya başlar. Bu geçiş dönemlerinde beslenmeye özen gösterilmemesi, sıkı diyet uygulamaları da, vücudun direncini azaltır.
Vücut direncimizi; A, C, E vitaminleri, selenyum, çinko, magnezyum gibi mineraller ile Omega-3 yağ asitlerine beslenmemizde daha fazla yer vererek koruyabiliriz. Kalori içeriği dengeli, besin değeri yüksek gıdalara yer vererek, antioksidan içeriği zengin, mevsimine uygun taze meyve ve sebzeler tüketerek enerji seviyemizi korur ve performansımızı artırabiliriz.
A vitamini
kabak, ıspanak, havuç, kırmızıbiber, lahana, brokoli, kuşkonmaz, yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, yaban mersini, balıkta bulunur.
E vitamini
Güçlü bir antioksidandır; yağlı tohumlar, fındık, badem, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller ve tahinde bulunur.
Selenyum
Balık, kümes hayvanları, süt ürünleri, buğday, yulaf, esmer pirinç, brokoli, lahana, kereviz, soğan, sarımsak, kırmızıbiber, turp, mantar, yumurta, ay çekirdeğinde bulunur. Güçlü bir antioksidan olan selenyum, bağışıklık sistemini güçlendirir.
Çinko
Kırmızı et, fındık, fıstık, süt, peynir ve kuru baklagillerde bulunur.
Beynimiz stres zamanlarında magnezyum ihtiyacı duyar ve bu mineral, anksiyete ve depresyonun etkilerini önleme veya azaltma ile bağlantılıdır. Magnezyum; badem, balık, kakao, yeşil yapraklı sebzeler, yulaf, yer fıstığı, bezelye, susam, buğday kepeği, tam buğdayda bulunur. Vücut tarafından kullanımı için D vitamini gereklidir.
Omega-3
balıkta ve yağlı tohumlarda (ceviz, keten tohumu) bulunmaktadır.
Omega-9
zeytin ve yağı, avokado ve fındıkta bulunmaktadır.
Antioksidanlarla bağışıklık sistemini desteklemek
Meyve ve sebzeyle daha fazla bitki bazlı yemek yemek; antioksidan alımınızı artırmanın ve genel olarak sağlığınızı desteklemenin harika bir yoludur. Sebze ve meyvelerin renkleri bize antioksidan kapasitesi ve çeşidi hakkında bilgi verir. Mevsiminde toplandığında, içeriğinde bulunan antioksidan miktarı en yüksek düzeyde olmaktadır. Özellikle meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmek önemlidir. Her bir meyve ve sebzenin sağladığı antioksidan birbirinden farklıdır. Bu nedenle sebze ve meyve tüketiminizi çeşitlendirmeli ve renklendirmelisiniz.
Bağışıklık sistemi ve C vitamini desteği
Bağışıklık sistemi zayıflarsa metabolizma direkt yavaşlar, vücut kendini koruma altına alır. Ayrıca stres altındaysanız ve kendinizi güçsüz hissediyorsanız C vitamini almanızı öneririm. Bağışıklık sistemimizin güçlenmesinde oldukça önemli bir rolü olan C vitamini, doğal yollardan sebze ve meyvelerden alındığında ise etkisini daha fazla gösterir.
C vitamini; bağışıklık sistemini korumanın yanında tokluk hissi yaratır ve insülin dengesini sağlayan krom mineralinin emilimini de arttırır, metabolizmayı hızlandırır, kan yapımı için gerekli olan demir ve folik asidin vücutta kullanımını sağlar. Özellikle ateşli hastalıklarda vücut direncinin artırılmasına yardımcıdır. C vitamini ısı ve ışığa hassas bir vitamindir. Bu nedenle C vitamini içeren bir yiyeceği hemen tüketmek gerekir. Fazla tüketildiği zaman idrar yoluyla dışarı atılmaktadır. Aşırı miktarlarda alındığında ise böbrekleri yorar, ayrıca bazı bünyelerde taş oluşumunu arttırabilmektedir.
C vitamini deposu olan turuncu ve kırmızı yiyecekleri dolabınızdan eksik etmemelisiniz. Turunçgillerden mandalina, portakal, greyfurt, bunların yanına ananas, kivi, yeşilbiber, kırmızıbiber, maydanoz, roka, karnabahar, ıspanağı da ekleyebilirsiniz.
Düzenli egzersiz, düzenli ve kaliteli uyku; yorgunluk ve stresi azaltır. Böylelikle beyin; mutluluk hormonu salgılar, enerji artışı sağlar. Kas, iskelet ve sinir sistemini güçlendirir. Fırsat buldukça, güneşli günlerde, açık havada yürüyüş yapmak; sizi rahatlatmanın yanı sıra vücudun D vitamini ihtiyacını karşılamasına da yardımcı olacaktır.
yeni bir mevsim yeni bir başlangıc ile hem yasam tarzınızı hemde beslenme alışkanlıklarınızı düzelyebilirsiniz.
Hazırlayan
Banu Kazanç
Beslenme ve Diyet Uzmanı