Mutlu yenen yemek sağlıklıdır. Ruh sağlığınız yeme alışkanlıklarınız üzerinde etkili olur.
Yeme, genellikle sağlığın iyileştirilmesi gerektiğinde ele alınan ilk alandır. Zaman zaman hepimiz, sağlıklı olduklarını duyduğumuzdan, çok sevmediğimiz veya daha önce hiç satın almadığımız gıdaları yemenin çılgınlığını yaşarız. Oysaki yeme keyfi, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın önemli bir parçasıdır. Ne kadar pahalı, süslü ve daha sağlıklı beslenme seçenekleriniz olursa olsun, hayatınızda sizi mutsuz eden bir faktör varsa, ne bileyim, örneğin işinizden memnun değilseniz, eşinizle problem yaşıyorsanız, stresinizin altında yatan sebep her neyse, onu çözmedikçe, büyük ihtimalle yorgunluk hissini yenemezsiniz.
İşin aslı, her ne kadar bir takım özelliklerimiz genetik faktörlere dayandırılıyorsa da ileri yaşında daha “sağlıklı ve dinç” diye isimlendirdiğimiz insanların ortak sırları olduğu da yadsınamaz. Bu durum, “Her yediğim organik mi olmalı?” endişesinden farklı şeyleri gerektiriyor. Saymaya başlayalım: Yemeklerde seçici olmamak, vitamin, mineral, antioksidan kaynağı, lif içerikleri yüksek bol bol meyve ve sebze yemek, iyi yağlara ağırlık vermek, aktif olmak, eğlenmeyi ve mutlu olmayı amaç edinmek, taze ve temiz havayı teneffüs etmek, yeterince su içmek, iyi uyumak, pozitif düşünmek, iyimser olmak, hayatın kendilerine sunulan eşsiz bir armağan olduğunu düşünmek, gülümsemek, aile ve arkadaşlarla daha çok vakit geçirmektir. Eminim; sizin de bu listeye ilave edeceğiniz şeyler olacaktır.
Yemek için alışveriş yapın
Yemek pişirin. Mutlu bir şekilde yiyeceklerin tadını çıkarın. Yemek yenen saatler; sevinç, kahkaha, eğlence, neşeyi ve huzuru çağrıştırmalı. Manevi değerlere bağlı olmak, başkaları ile anlamlı saatler paylaşmak… Hepsi, mutlu olmanıza katkıda bulunan bir bütünün parçalarıdır. Yiyecekleri, diğer yaşam alanlarında yaşanan derin hayal kırıklığı ile başa çıkma aracı olarak görmemeli, sizi yönetmesine izin vermemelisiniz. Sağlıklı yiyecekler tüketmek, tek başına sağlıklı bir hayat tanımının bir parçası değildir. Vücutlarını ve yaşam biçimlerini değiştirmek isteyen insanların çoğu, bunu hızlı bir şekilde yapmak ve kısa sürede büyük sonuçları görmek isterler. Oysaki küçük adımlar sizi daha az strese sokar.
Herhangi bir alışkanlığın değiştirilmesi doğal olarak bazı stresler yaratır. Zihniniz farklı şekilde davranmak için öğrenme ve yeniden programlama sürecine girecektir. Motivasyon ve tutku güçlü olursa stres daha az olur.
Araştırmalar, stres algısının kadın ve erkekte daha farklı olduğuna işaret ediyor. Kadınların, stresi, erkeklerden farklı şekilde ele aldıklarını; erkeklerin strese verdiği tepkinin kadınlara oranla daha kısa süreli olduğunu; kadınların yaşadığı stres düzeyinin ise aksine daha yüksek ve daha uzun süre devam etme eğilimi göstermekte olduğu konusuna dikkat çekiyorlar. Kadınlarda duygusal eğilimlerin ağır bastığını ve bu farkın kadınlar için yaşam tarzı alışkanlıklarını değiştirmeyi de daha zor hale getirebildiği yönünde birleşiyorlar.
KİLO VERMEK VE ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİRMENİN İLK ADIMI: DÜRÜST VE KARARLI OLMAK…
Kilo kaybı için zihinsel hazırlık yapmalısınız. Öncelikle nerede hata yapıyorsunuz, onu belirlemek gerekir. Pek çok kişi olayı erteleme eğilimindedir; bir türlü aksiyon alamaz, başlayamaz. Bir o kadar kişi de iyi niyetle kilo vermeye soyunur ama sürdüremez, motivasyonlarını zamanla kaybederler. Aslında başarının her kilidi açan altın anahtarı, alışkanlıkları değiştirmek ya da yerine yenisini koymaktır. Bir alışkanlık kazanıldığında artık yapması kolaydır, bir süre sonra rutin bir hale gelir. Alışkanlık dediğimizi, otomatik hale gelmiş rutin davranış kalıpları olarak tanımlayabiliriz. Değişime önce küçük şeylerle başlamanız gerekir. Bir şeyi yapmaktan hoşlanmazsanız, bunu devam da ettirmezsiniz. Onun için değişimi mümkün olduğunca keyifli hale getirmeye çalışın. En zor aşamalardan biri, değişimi sürdürebilmektir. Bazı durumlarda bunu tek başınıza yapmak mümkün olmayabilir. Bu konuda çevrenizdekilerin desteğine ihtiyaç duyarsınız ya da profesyonel bir yardım almak da faydalı olacaktır.
Kilo vermeye hazırlanmak için kilolu olduğunuzu kabul etmelisiniz
O halde öncelikle niye kilo vermek istediğiniz konusunda netleşin. Neden hayat tarzınızı değiştirmek istediğiniz konusunda açık, olumlu ve kararlı olun. Önce kilo vermeyi kendiniz istemelisiniz. Kilo vermeyi sürdüren insanlar kendilerini adeta buna adarlar.
Kilo vermek için uygun zamanda olmalısınız. Evlilik sorunları, stres, hastalık veya mali endişeler gibi yaşamınızda ekstra zorluklar yaşadığınız bir döneminizdeyseniz; kilo vermek için başınızın daha rahat olduğu, gerçekten buna zaman ayırabileceğiniz bir dönemi seçmelisiniz. Yemek genellikle kişisel, psikolojik veya sosyal nedenlerden etkilenir. Duygular ve yemek çoğu zaman iç içe geçmiş durumda olur. Öfke, stres, üzüntü; duygusal yemeyi tetikleyebilir. Bazı insanlar kilolarını başka sorunlarını maskelemek için kullanırlar ve bu bahanelerini kaybetmek istemeyebilirler.
Herkesin kilosunun bir öyküsü vardır
Aileniz, yaşam stiliniz, genetiğiniz, kilo alımına katkıda bulabileceğiniz ilaçlar, kilo vermeye yönelik daha önceki yaklaşımlarınız, aşırı yemek yeme dahil olmak üzere beslenme alışkanlıklarınız…
Yapılması gereken en önemli değişikliklerden biri tabii ki kalori alımındaki azalmadır; ikincisi, harekete geçmenizdir. Kalori kısıtlamadan egzersiz, genellikle kilo vermede etkisizdir ama uzun süreli kilo yönetiminde çok önemlidir. Artan fiziksel aktivite kardiyovasküler faydalar sağlar, kilo kaybı sırasında kas kütlesinin kaybolmasını önler, gelişmiş ruh hali ile daha iyi diyet yapılmasına teşvik eder.
Hazırlayan
Banu Kazanç
Beslenme ve Diyet Uzmanı